Bir insanı metinle tarif etmeyi her zaman anlamsız, ama “eldeki bu” çaresizliğiyle kabul edilebilir görmüşümdür. O anlamsız sayfalardan birindesiniz. Daha önemli işiniz yok mu?

Madem daha önemli bir işiniz yok ve vaktiniz değersiz, kendinizi eğlendirmek için bir şeyler arıyorsunuz, “kendini tanıt” denilince insanların doğum tarihlerini, ilkokullarını verme refleksini benden beklemeyin. Benle aynı dönemlerde yakın sınıflarda okumuş olsaydınız zaten beni hatırlardınız, değilse hangi okullara rağmen merak duygumu kaybetmediğimi ne yapacaksınız?

Belki elinizde yüklü bir kaynak ve fikir var, ancak o fikri hayata geçirecek birini arıyorsunuzdur. Yani kaynağı benle paylaşmaya razısınızdır. O nedenle size ne yaptığımı anlatayım. (Not: Yazının bundan sonrası epey teknik, bence başka bir sayfaya geçmenin vakti geldi)

Deniz ne yapar?

Vaktinin %10’unda makine tasarlar, kalan %90’nında onları akıllandırmaya çalışır. İşlemcilerin güçleri arttıkça, ayrık (discrete) bileşenlerle tasarlanan elektronik kartlar kırmıkların içine sığdıkça elektronik tasarıma ayırdığım vakit azaldı, kartlar yalınlaştı, neredeyse tüm karmaşa yazılıma yığılmaya başladı.

Rahatsız edici mi? Aksine birkaç kırmığı PCB’nin üzerine koyup bacakları birbirine bağladıktan sonra asıl işinize yoğunlaşmak daha verimli gelmeye başladı. Özellikle tekrar kullanılabilirlik takıntısı seviyesindeyse belki de birkaç sayfa kod yazdığınızda ürününüz kullanıma hazır bile olabilir..

İşte beni tanımlayan ifade bu olabilir: Tekrar kullanılabilir kullanılabilirlikler tasarlayan şahıs..